Fikri Hukuk Kapsamında Bilgisayar Programları Üzerindeki Haklar

İlayda Anaç

Stajyer Avukat

Fikri Hukuk Kapsamında Bilgisayar Programları Üzerindeki Haklar

Günümüzde hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak dijital ortamda birçok eser meydana getirilmekte ve her geçen gün bu eserlere ilişkin hukuki uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. İşbu hukuki uyuşmazlıkların çözümü hususunda söz konusu dijital eserlerin ilgili kanun kapsamında eser niteliğinde bulunup bulunmadığı ve eser sahibinin hak ve yetkilerinin tespiti önem arz etmektedir. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde fikri hukuk kapsamında bilgisayar programları üzerindeki haklar hususuna değinilecektir.

Türk Hukuku’nda bilgisayar programları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“Kanun”) kapsamında eser niteliğinde sayılmakta olup Kanun’un 2. Maddesi uyarınca bu programlar, ilim ve edebiyat eserleri kategorisine dahil edilmektedir. Kanun’un 13. Maddesi ve devamında bilgisayar programları üzerinde sahip olunan maddi ve manevi haklar düzenlenmiş olup yazımızın devamında detaylıca incelenecektir.

1. Bilgisayar Programları Üzerindeki Manevi Haklar

a) Kamuya Sunma Hakkı

Bir bilgisayar programının eser olarak korunabilmesi için kamuya sunulmuş olması bir zorunluluktur. Ancak programın kamuya sunulup sunulmayacağı ya da bunun şekli ve zamanına ilişkin hususlarda karar verme yetkisi Kanun’un 14. Maddesine göre eser sahibine aittir.

Kamuya sunma eserin yayımlanması ya da çoğaltılması olmayıp eser sahibinin özel alanından çıkarılarak bir grup insana tanıtılmasıdır. Eser sahibinin şahsi çevresi dışında az sayıda bir grup önünde tanıtım gerçekleştirmesi de kamuya sunma kapsamında sayılmaktadır.

b) Eser Sahibi Olarak Tanıtılma veya Adını Belirtmekten Kaçınma Hakkı

Kanun’un 15. Maddesinde eser sahibinin adını veya takma adını kullanması hakkı ile birlikte eseri adsız olarak kamuya sunma hakkından bahsedilmiştir. Eser sahibinin izni olmadan bu hususta değişiklik yapılmasıhalinde eser sahibinin bunu önleme yetkisi bulunmaktadır.

c) Değişiklik Yapılmasını Önleme Hakkı 

Kanun’un 16. Maddesi uyarınca eser sahibinin izni olmaksızın eserde ya da eser sahibinin isminde değişiklik, ekleme ya da kısaltma yapmak mümkün değildir. Ancak, bilgisayar programı gibi eserlerin sürekli geliştirilme ve iyileştirilme ihtiyacı bulunduğundan bu hususta bir istisna mevcuttur. Şöyle ki, bir bilgisayar programının işlenmesi, kamuya sunulması, çoğaltılması, yayımlanması ya da temsili konusunda eser sahibinden izin almışolan kişiler bu fiillerin gerektirdiği ölçüde zorunlu değişiklikleri yapabilirler. Ancak eser sahibinin izni olsa dahi, şeref ve haysiyetine zarar veren değişiklikleri önleme yetkisi her zaman olacaktır.

II. Bilgisayar Programları Üzerindeki Mali Haklar

 a) İşleme Hakkı

Kanun’da hangi eserlerin işlenmiş eser sayılmış olacağı açıklanmış olup buna göre bilgisayar programlarının uyarlanması, düzenlenmesi veya herhangi bir değişime uğraması durumunda işlenmiş eserden bahsedileceği düzenlenmiştir. Örnek vermek gerekirse; Windows işletim sistemine uygun olarak tasarlanmış bir uygulamanın Mac OS işletim sistemine uygun hale getirilmesi işleme olarak sayılmaktadır. İşlenmiş eser kısaca asıl esere sadık kalınarak işleyenin kendine has özellikler katarak eseri değiştirmesidir.

Eserin işlenmesi eser sahibinin mali hakları arasında sayılmıştır. Dolayısıyla, asıl eserin işlenmesi ve bunun sonucunda mali menfaat elde edilmesi halinde eser sahibinden onay alınması gerekmektedir. Ancak, eseri işleyen kişi bunu kendini denemek amacı ile ve kamuya sunmadan yaptıysa izin alması gerekmemektedir.

b) Çoğaltma Hakkı

Çoğaltma, Kanun’un 22.Maddesinde detaylıca tanımlanmış olup kısaca eserin kopyasının çıkarılması ya da tekrara yarayan herhangi bir araca kayıt edilmesi olarak tanımlanabilir. Elektronik ortamda depolama gibi eylemler de çoğaltma kapsamında yer almaktadır. Kanun’a göre çoğaltma hakkı da münhasıran eser sahibine aittir. Ayrıca bir programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması ya da depolanması gibi işlemlerçoğaltılmasını gerektiriyorsa yine eser sahibinin izni gerekecektir.

Ancak şahsi kullanım için ya da araişlerliğin sağlanması amacıyla çoğaltma yapılması halleri istisnai durum teşkil etmektedir. Şöyle ki, hak sahibinin menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde ve kar amacıgüdülmeksizin, şahsi kullanım için bir adetle sınırlı olmak üzere yedekleme kopyası alınabilmektedir. Ayrıca, araişlerliğin sağlanması amacıyla da programın çoğaltılmasına mevzuatımızda izin verilmektedir. Araişlerlik, bir programın diğer programlarla uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır.

c) Yayma Hakkı

Yayma hakkı da diğer mali haklar gibi eser sahibine ait olarak düzenlenmiştir. Yayma hakkı eserin aslını veya nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak olarak tanımlanmıştır. Yayma fiilinin kamuya sunma fiilinden farkı ise yayma fiili ile programın zilyetliğinin ya da mülkiyetinin devri amacı olmasıdır.

Yayma hakkı eser sahibine ait olmakla birlikte, Kanun’un 23.Maddesi uyarınca hak sahibinin yayma hakkısonucu belirli nüshaların mülkiyeti devredilerek ülke içinde ilk satışı veya dağıtımı yapıldıktan sonra bunların yeniden satışı eser sahibinin hakkını ihlal etmemektedir.

d) Temsil Hakkı

Temsil hakkı bir eserin, oynamak, çalmak, okumak ve göstermek gibi eylemlerle kamuya sunulması ve bunun sonucunda yarar elde edilmesi olarak tanımlanabilir. Kanun’a göre hem doğrudan hem de dolaylıolarak temsil hakkı eser sahibine aittir. Ancak bu durumun bilgisayar programları için geçerli olup olmadığıhususu tartışmalıdır.

e) İşaret, Ses ve/veya Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı

Kanun’un 25.Maddesine göre bir eserin aslı ya da nüshalarının telli ve telsiz görüntü ve ses nakline yarayan araçlarla ve dijital ortamda yayınlanmak suretiyle kamuya iletilmesi ve satış yetkisi münhasıran eser sahibine aittir.

Sonuç olarak, güncel hukuk sistemimizde bilgisayar programları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser niteliğinde sayılmakta olup, programlar üzerindeki maddi ve manevi haklar bu doğrultuda belirlenmiştir. Yukarıda detaylıca incelendiği üzere işbu haklar bir kısım istisnai durumlar haricinde münhasıran eser sahibine aittir ve söz konusu maddi ve manevi yetkilerin kullanılabilmesi eser sahibinin izni ile mümkün olabilecektir.